Mahmut Makal: 'Canlandırılacak Köy'den 'Bizim Köy'e

Mahmut Makal... Köy edebiyatı hareketinin ilk temsilcilerinden, yazar, düşün insanı, ama onlardan önce Cumhuriyet aydınlanmasının en önemli kurumu, İvriz Köy Enstitüsü ve Gazi Eğitim Enstitüsünde özgürleşme eylemini üreten öğretmen, yurtsever aydın. 'İvriz Tonguç Işığının' en önemli temsilcisi bir halk çocuğu…

*Kemal Kocabaş This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

DUVAR – 10 Ağustos 2018, sabah saatlerinde sosyal medyada Köy Enstitülülerin yazın alanındaki ‘işaret fişeği’ Mahmut Makal Öğretmenimin aramızdan ayrılış haberi yer almaya başladı. Büyük bir üzüntüyle Sevgili Mahmut Makal Öğretmenimle son yirmi yılda YKKED imecesinde beraberliklerimizi ve onun Köy Enstitüleri yazınındaki, aydınlanma dünyamızdaki katkılarını düşündüm. Mahmut Makal ismiyle ilk tanışmam ilkokul yıllarıma dayanıyor. Köy Enstitülü bir aile ortamında doğunca ve ilköğretmen okulunda okumuşsanız, hem aile kitaplığında, hem de okul kütüphanesinde Mahmut Makal adını görmemek ve 1950 yıllarına damgasını vurmuş olan “Bizim Köy” kitabıyla tanışmamak olanaksızdı. Köy Enstitülü yazarların kitapları bizim kuşağın ilk tanıştığı yapıtlardı, bizim kuşak onlarla büyüdü ve köy gerçeğini, çelişkilerini onlardan öğrendi.

Köy Enstitülerinin kuramcısı, uygulayıcısı İsmail Hakkı Tonguç’un ‘Canlandırılacak Köy’ tasarımındaki düşü, köyün kendi çocuklarıyla içten canlandırılmasını hedefliyordu. Tonguç, Köy Enstitüleri tasarımının oluşum sürecinde “İlköğretim meselesinde sıra, yoksul ve toplumun en ağır yükünü taşıyan halkın çocuklarını okula kavuşturmaya gelmiştir. Bunun icap ettireceği her türlü fedakarlığı göze almaya mecburuz” ifadeleriyle ülkenin yüzde sekseninin yaşadığı köylerdeki yoksul halk çocukları için pozitif ayrımcı, aydınlık bir toplumsal değişim projesini hayata geçiriyordu. Köy Enstitüleri laik, demokratik, bilimsel eğitimin özgün kurumlarıydı ve insan, sanat, demokrasi merkezli özgün eğitim sistemiyle bir döneme damgasını vuran enstitülü aydın, öğretmen, sağlıkçı kuşağı üretti. 1950 sonrası yazın ve demokratik öğretmen hareketinde öncü olan enstitülü aydınlar ülkenin demokratikleşmesi imecesinde çok değerli katkılarıyla yer aldı. 1999 yılında önce Fakir Baykurt’u, sonra sırayla Dursun Akçam, Talip Apaydın’ı ve Mehmet Başaran’ı kaybettik. Sayın Mahmut Makal’ın kaybıyla, Canlandırıcak Köy düşünün köyden getirerek İvriz Köy Enstitüsünde kanatlandırdığı bir yazın ustasını ve bu kuşağın son temsilcisini kaybetmiştik.

MAHMUT MAKAL KİM?

Köy edebiyatı hareketinin ilk temsilcilerinden, yazar, düşün insanı, ama onlardan önce Cumhuriyet aydınlanmasının en önemli kurumu, İvriz Köy Enstitüsü ve Gazi Eğitim Enstitüsünde özgürleşme eylemini üreten öğretmen, yurtsever aydın. ‘İvriz Tonguç Işığının’ en önemli temsilcisi bir halk çocuğu…

Mahmut Makal, Aksaray iline bağlı Demirci köyünde 1930 yılında doğdu. İlkokulu köylülerin imecesi ile yapılan kendi köyünün ilkokulunda tamamladı. 1943 yılında İvriz Köy Enstitüsü öğrencisi oldu. Edebiyata şiirle başladı. İlk olarak 1945’te “Türk’e Doğru” ve 1946’da “Köy Enstitüsü” dergilerinde şiirler yazdı. Varlık dergisindeki “Köy Notları” ile dikkat çekti. 1947′de İvriz Köy Enstitüsünü bitirdikten sonra altı yıl köy öğretmenliği yaptı. Ocak 1950’de öğretmenlik yıllarındaki gözlemlerini “Bizim Köy” adlı bir kitapta yayımlayarak büyük yankı uyandırdı. 1950 yılında kitap dört basım yaptı. Ülkeyi yönetenlerin görmek istemediği köy gerçeğini topluma sunmuştu… Makal ile başlayan bu köy gerçekliğini topluma sunma çabası 1950 sonrası Fakir Baykurt, Talip Apaydın, Dursun Akçam ve diğer enstitülü yazarlarca sürdürüldü. Köy Edebiyatı akımının başlangıcı olarak anılan bu kitap nedeni ile tutuklanıp bir süre cezaevinde kaldı. Öğretmenlikten sonra 1953 yılında Fakir Baykurt’un “Halk Üniversitesi” adını verdiği Gazi Enstitüsüne girdi ve o yıllarda Fransa’da Avrupa Sosyoloji Merkezine araştırma yapmaya gitti. 1965 seçimlerinde Türkiye İşçi Partisi’nden İstanbul milletvekili adayı oldu. Sırasıyla Antalya, Ankara ve Adana bölgesinde ilköğretim müfettişliğinde bulundu. 1971’de İstanbul Sağır ve Dilsizler Okulunda Türkçe öğretmeniyken görevi bıraktı. 1971-1972 yılları arasında Bizim Köy Yayınları’nı yönetti. 1972 yılında Venedik Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri verdi. 1979 başında Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlalı’nın danışmanı oldu ve Kültür Yüksek Kurulu üyeliği ve sekreterliği yaptı. Daha sonraki yıllarda da yazmaya, düşüncelerini paylaşmaya, Köy Enstitülerini anlatmaya hep devam etti. Makal’ın 88 yıllık onurlu kısa özgeçmişi böyle.

MAHMUT MAKAL, İVRİZ KÖY ENSTİTÜSÜ VE İSMAİL HAKKI TONGUÇ

İlkokul sonrası 23. 03. 1943 tarihinde Toros’ların eteğindeki İvriz Köy Enstitüsü öğrencisi olur. Tonguç’un ölümü sonrası yazdığı bir yazıda, Tonguç’u ilk kez İvriz’de oynadıkları “Sis Dağı” horonundaki “Iramazan gelince oruç tutarız oruç,/ Enstitüleri kuran yaşasın Hakkı Tonguç” dizeleriyle tanıdığını ifade ederek; “Bunun ardından kendisi geldi okulumuza. Bir aylıktım okulda. Duvarın dibinde ders yaparken, bir küme arkadaşıyla gelmişti. Kim olduğunu sonradan öğrendim. Devletin vatandaşlara karşı görevlerinin ne olduğunu sordu bana. Karşısında konuşamamıştım. Gözüm, gönlüm kapalı gelmiştim köyden” ifadeleriyle Tonguç’la ilk görüşmesini yazar. Tonguç, daha sonra Makal’ın öğretmenine “Bunları önce düşünmeyi, sonra da düşündüklerini korkmadan söylemeyi öğretmelisiniz. Asırlardır sustukları için birdenbire konuşmamaları gayet olağandır” ifadeleriyle pedagojinin bugün hale güncel olan işlevselliğini işaret eder (1).

İvriz Köy Enstitüsü müdürü Recep Gürel de İvriz’deki o imececi heyecanı “İvriz Köy Enstitüsünün türlü iş alanlarına, günün her saatinde dağılmış bulunan yağız çehreli, güler yüzlü öğrenciler; enstitü topraklarına, enstitüde onların ruhlarına öylesine sinmiştir ki insanın bu durumdan büyük bir haz duymaması mümkün mü? Öküz arabasıyla eşya getiren, bahçe belleyen, duvar ören, tohum eken, hayvan otlatan, çatı kuran çocukları birkaç saat sonnra Türkçe, jimnastik , aritmetik, tarih, coğrafya derslerinde görürsünüz” diyerek İvriz’deki canlı yaşamı bize aktarır (2).

Mahmut Makal, tüm süreçlerde Cumhuriyetin çağdaş ve demokratik eğitim süreçlerini yaşar. Makal, öğrencisi olduğu İvriz Köy Enstitüsü imecesini ve devinimini “…Okul kuruluş halindeydi. Güneşin vurduğu duvar diplerinde ders yapmaya başladık. Okulun bağ-bahçe ve yapı işlerine de karıştık. Eğitim seferberliği hızla sürüyordu. Ne bakan makamında oturuyordu ne de genel müdür. Ne enstitü müdürünün makam odası vardı ne de öğretmenler odası. Ne de dört duvarlı derslik. Dekroli usulü açık hava okulu iş eğitimiyle sarmaş dolaş sürüyordu” ifadeleriyle aktarır.

Makal, 30.09.1947 tarihinde Aksaray’ın Nurgöz köyünde öğretmenliğe başlar. Öğretmenlik ile birlikte yazma eylemi yoğunlaşır. 1949 Eylülünde ilk sürgünü yaşar ve Nurgöz’den Aksaray’ın Çardak köyüne atanır. Mahmut Makal o günleri “İlk kitabımı çıkışından üç ay sonra gördüm. Görür görmez de Aksaray hapishanesini boyladım. Tutuklanmamın nedeni görünüşte kitabım değildi. ‘Demirci, kömürcü bir olacak bizim kuracağımız düzende’ diyerek komünizm propagandası yapmıştım sözde” diyerek ifade eder (3). 1950 başında “Bizim Köy” isimli kitabını yayımlar. Çıktıktan üç ay sonra tutuklanır fakat ceza almadan salıverilir. 1952’de “Hayal ve Gerçek” adlı ikinci kitabını yayınlar.

Makal; İvriz’de şiir ve yazılara başlar. Enstitü dergisi olan olan “İvriz” de, Ankara’da çıkan “Ülkü”de, Eskişehir’de çıkan “Yayla”da, Konya’da çıkan “Ekekon’da” yazıları-şiirleri yayımlanır. “Bir Köy Öğretmeninin Notları” başlığıyla 1948’in Mayıs ayında Varlık dergisinde yazıları yayımlanmaya başlar. Bu arada “Köy ve Eğitim”, “Yeni Ufuklar”, “Varlık” gibi dergilerde yazıları yayınlanmaya devam eder. “Bizim Köy”, 1966 yılında Uluslararası Eğitim Bilim ve Kültür Kuruluşu UNESCO’nun “Dünya Kültürüne Hizmet Ödülü’nü” alır. “Değişenler” adlı kitabı 1977’de Türk Dil Kurumu ödülünü alır. 1997’ye kadar 17 kitabı yayımlanır ve zaman içinde çeşitli basımları yapılır ve değişik dillerde çevirileri yapılır.

Mahmut Makal, Köy Enstitüleri uygulamasını eğitim yoluyla köyü canlandırmak, toplumu etkilemek, yetiştirilecek yeni insanların çabalarıyla çağdaş uygarlık kervanının ardından yetişmek ereğine dönük bir eğitim imecesi olarak değerlendirir. Yaptığı tüm konuşmalarda, söyleşilerde son altmış yıllık süreci bir söyleşide “Köy Enstitülerinde, insanoğlunun erdeminin ve yaratıcılığının, elleriyle beyni arasında kurabileceği uyumla doğru orantılı olduğu gerçeğine uygun biçimde yetişiyordu yeni insan. Eğitimin gerçek ereği, halk kaynağını harekete geçirmek, üstündeki karanlık perdeyi, yetişen çocukların eliyle kendisinin yırtıp atmasını sağlamaktır. Böyle eğitim kurumu, böyle yetişmiş insan istenmiyor. Bu yüzden de Atatürk’ün Türkiye’si eğitimsiz, işsiz, yönsüz-yöntemsiz, idealsiz insanların, din tüccarlarının ülkesi oldu. Öğretmen yetiştirmekten bile korkuyoruz. Dünyasal, çağcıl, bilimsel ve laik bir eğitim uygulanmasına geçemeden, düşünen, konuşan, ülke sorunlarının çözümü için didinen insanı yetiştirmeden ve de bu insanlardan yana davranacak yöneticilere kavuşmadan hiçbir yere varamayız…Köy Enstitüleri uygulamasının günümüz koşullarına göre işletilmesi bir seçenek olabilir” şeklinde değerlendirir.

Mahmut Makal toplumcu yazın insanıdır. J.P. Sartre’nin “Yazar, aç milyarlar için yazmadıkça hep bir tedirginlik duygusu altında ezilecektir” sözünü önemser. Yazarın emeğin, ezilenlerin, yoksulların kısaca toplumda yaşayan haklı insanların yanında olması gerektiğine inanır. “Yazar toplum esenliği için yazmalıdır ve toplumun malı olmalıdır” yorumunu yapar. Edebiyatta temel öğenin insan olduğunu kabul ederek, edebiyat insanı ve toplumu üretim yapısının değişmesi, toplumsal değişme süreci içinde izleyecektir, sanatçı toplum adına sorumluluk yüklenecek, kişisel hırsı, bireyciliği geri plana itecek; toplum adamı olacaktır değerlendirmesini yapar. Toplumcu sanat eserinin yaşadığı çağın sosyal gerçeğini işlemesi gerektiğini savunan Makal; “Edebiyat adamının üretimi olan sanat yapıtı toplumun aynası olduğu noktada tarihsel gerçek olur” sözleriyle düşüncelerini dle getirir.

ARKADAŞLARI MAKAL’I VE BİZİM KÖY’Ü ANLATIYOR

Bizim Köy’ün yayınlanması sonrası Tonguç’un Mahmut Makal’a yazdığı mektupta, 1943’te İvriz’de konuşamayan bir halk çocuğunun değişiminden duyduğu mutluluğun izleri vardır. Mahmut Makal’ın yaptığı hizmetin büyüklüğüne vurgu yapan Tonguç, “Gerçeği olduğu gibi görerek buna dayalı işler yapılırsa çetin zannedilen problemleri çözmek kolaylaşır. Yazılarında, bir çok insan için yüzyıllar boyunca meçhul kalmış ve bu nedenle çözülmez bir düğüm sanılan problemleri açık açık, arka arkaya dizişin, köylerin kalkınması hesabına iş yapmak isteyenlerene büyük kolaylıklar sağlamaktadır” ifadeleriyle Makal’ı yüreklendiriyordu. Mahmut Makal, yıllar sonra yaptığı bir değerlendirmede Tonguç için “Tonguç, yalnız Türk Eğitim tarihinde değil, dünya eğitim tarihinde de bir devrimcidir. İnsanlığın gerçek anlamda eğitilerek üstündeki karanlığı yırtmasını isteyen bir eğitimcidir. Yabancı ansiklopedilerde yer alan dünya çapında tek Türk eğitkenidir” diyerek Tonguç’u selamlar (4).

“Bizim Köy” kitabını yayınlayan Yaşar Nabi Nayır, ilk baskıda “Birkaç Söz” başlığı ile bir önsöz yazar. Bu önsözde kitabın önemini, ilk kez bir Orta Anadolu köyünün acı gerçeği, bütün çıplaklığıyla bu kitapta dile getirildiği vurgusu yaparak “Bu kitap, doğrudan doğruya köyde doğmuş, köyde yaşayan bir köy çocuğunun şehadetidir. Büyük kıymeti de bu yüzdendir” değerlendirmesi yapar. Nayır, Bizim Köy kitabının bir başka katkısının Köy Enstitülerinin kuruluşundan sonra girişilen okutma seferbeğliğinin seyri ve neticeleri üzerinde düşünmeye yöneltecek gözlemler olduğu vurgusunu yaparak “Çorak bir tabiat kadar asi ve bildiğinden şaşmayan bir taasup yuvasına bilgisinin ışığını getirmeye çalışan ateşli gençlerin aşılmaz güçlükler karşısında yapayalnız bırakılmalarından doğan hüsranlarını bu kitap size tanıtacaktır” ifadelerini önsözde yer verir (5).

“Bizim Köy Patlaması” adlı yazısında Köy Enstitülü yazar, şair Mehmet Başaran 1981 yılında Varlık dergisinde Mahmut Makal için “…Bizim Köy patlaması ayrıca pek çok kafayı sarsıyor, gözü açıyor, Anadolu’yu, halkı bulduruyor bize, tüm çalışmalarımızda toprağımızdan güç almamız gerektiğini kavratıyor… Palavra edebiyatının boşluğu sergileniyor. Edebiyatı sadece bir oyun, bir süs sayanları sarsıyor” ifadelerini kullanıyordu (6). 15.12.1951 tarihli Ulus gazetesinde “Okurken” başlıklı yazısında Nurullah Ataç Mahmut Makal için kendi dönemlerinin aydınlarıyla bir karşılaştırma yaparak “…Öyle sanıyorum ki, edebiyatımızda bir Mahmut Makal çığırı, Mahmut Makal’lar çığırı açılıyor. Buna çok seviniyorum. Bizler, bizim kuşağın yazarları, yurt sevgisini söyledik, yurdumuzun güzelliğini söyledik, yurdu dolaşmamız, öğrenmemiz gerektiğini söyledik. Ama bizden sonrakilere örnek olamadık. Sözde kaldı bütün düşündüklerimiz… Biz kapalı odalarda düşüncelere daldık, cigara dumanları arasından köyler gördük, gerçekte olmayan köyler, gerçekte olmayan bir ülke… Yurdu da, yurdumuzla birlikte edebiyatımızı da bugünkü gençler, bu Mahmut Makal’lar kuşağı kurtaracaktır…” şeklinde değerlendirir.

Mayıs 1950’de ‘Kitaplar Dergisi’nde Sabahattin Eyuboğlu “Bizim Köy” adlı yazısında Makal için Köy Enstitüleri gerçeğinin altını çizerek “Bizim Köy, ardı gelecek kitaplardandır. Gökte yıldız, bizde köy. Az kitap bu kadar kestirmeden geleceğin yolunu bulmuştur. Nasıl bulmuş? Ne sihir ne keramet: yalın bir dille yalın gerçeği anlatmaktan ibaret. Ama Mahmut Makal’ın, bu rahat edebiyata rahatça vardığını sananlar aldanır. Zamanımızda edebiyatın böylesine ancak ekmek gibi alın teriyle kazanılmış ve tadına varılmış bir kültürle varılabiliyor. Mahmut Makal’ın düşüncesi iş ve gerçek kadar kitaplarla da yoğrulmuş. Ama kitaplar, birçok yazarlarımızda olduğu gibi, gerçeğin önüne perde çekecek yerde, mevcut perdeleri kaldırmaya yaramışlar. İşte akıyla karasıyla, zehiri balıyla, bizim köy: okuyun bakalım, bizim demeye diliniz varacak mı?” diyerek Makal değerlendirmesi yapar. 

1950 yılında Varlık dergisinde “Bizim Köyden Mahmut Makal’a Mektup” başlıklı yazısında Fakir Baykurt “…Köy Enstitüleri de, yurdumuzda bütün yeni ve ileri kurumların karşılaştığı durumla karşılaştı. Köylü halkımız bile: “Vay, burada şöyle yapılıyormuş, kızlarla oğlanlar karışıkmış, kızlarla oğlanlar birlikte zeybek oynarlarmış, halay çekerlermiş!” gibi bağrıntılar havalandırdılar. Birtakım demagoji düşkünü adamlar, bu fırsatı kaçırmadılar. Halkın saflığını kötüye kullandılar. Bütün bunların etkisi, yönetken devlet adamlarına kadar sokuldu. Ve Köy Enstitüleri büyük bir değişikliğe uğratıldı” sözleriyle dönemin enstitüsü algısını ifade eder.

01.04.1950 tarihinde Yaprak dergisinde Melih Cevdet Anday “Bizim Köy’e Dair” yazısında “Bizim Köy” bende bir köylü romanı etkisi bıraktı. Konusu, kişileri, olayları, kavgası, meselesi… Hepsi tamam. Yani kitabı bir hamlede okuyup bitirdikten günler sonra, o köyde yaşıyor gibiyim. Mamıdefendi’nin macerası, köylüler, köy odası, toprak hep aklımda. İşte bizde, şimdiye kadar okuduğumuz köylü edebiyatlarından hiç birine benzemeyen bir kitap. Köyü kendi içinden kalkındırmak gerektiğine inanıp paçaları sıvayan bir-iki vatansever, ileri kafalı eğitimci, Köy Enstitülerini kurdular. Mahmut Makal’ın köylerinden alıp, ezbercilikle değil de, yaratıcı eğitim yoluyla okuttular. Mahmut Makal’lar, kafalarında gelecek günlerin parlak ışığı, gönüllerinde bir yaratma aşkı, ama tek başlarına, ama kimsesiz, çoğu zaman da yardımsız kendi yollarına düşmüşler, savaşıyorlar. Daha çok haberler alacağız onlardan…” değerlendirmesini yapar.

Orhan Veli Kanık yine Nisan 1950’de çıkan Yaprak dergisinde “Mahmut Makal’ın Yurt Sevgisi” başlıklı yazısında “…Bizim Köy’ü yazan bir insandan, bu memlekete kötülük geleceğine inanamayız… Mahmut Makal Bizim Köy’de, köylülerin çorapsız olduklarını söylemiş. Kitabın uyandırdığı yankılar üzerine de vali, Makal’ın köyüne gitmiş. Karşısına birkaç köylü çıkarmışlar. O sırada Makal da oradaymış. Vali, köylülere ayaklarını uzattırmış. Sonra Makal’a dönüp: “Bak, Mamıdefendi,” demiş, “Köylülerin çorapları var.” Köylünün refahını çorapla ispat etmenin gülünçlüğü bir yana, acaba bu sayın vali, amirlere bu gibi hallerde gösterilen manzaranın nasıl yaldızdan ibaret olduğunu bilmiyor mu? sözleriyle 1950’li yıllardaki “Bizim Köy” algısını ifade ediyordu.

MAKAL VE İMECE DERGİSİ

İmece Dergisinin Nisan 1961’de ilk sayısı çıkarken Sabahattin Eyuboğlu’nun “İmece” başlıklı yazısı, “İmece bütün ocak yıkanlara, umut kıranlara, çamur atanlara, bindikleri dalı baltalayanlara, küf ve kül birikintilerine, vurdum duymazlıklara inat sönmemiş bir coşkunluğun, küsmemiş bir sevginin iyimser bir belirtisi, ağaç kesmekten çok dikmesini sevenlere dostça bir sesleniş olarak çıkıyor” cümlesiyle başlıyordu. Sabahattin Eyuboğlu’nun önerisi ile Engin Tonguç, Fakir Baykurt, Mehmet Başaran, Süleyman Edip Balkır, Mahmut Makal, Dursun Kut ve diğer enstitülüler yan yana gelerek Köy Enstitüleri hareketini topluma anlatabilmek için ülkenin eğitim-kültür sorunlarına ilerici-aydınlanmacı bir pencereden bakacak ve 112 sayı çıkacak olan bir yayın organını topluma sunuyorlardı. İlk sayı bizzat Mahmut Makal’ın Pembe Köşk’e giderek aldığı İsmet İnönü’nün “İmeceye Başlarken” yazısı ile başlıyordu. Hasan Ali Yücel de “Hümanisma” başlıklı yazı ile ilk sayıya katkı veriyordu. Makal, Ankara grubu adına İnönü’ye yaptığı ziyareti Yeniden İmece’nin ilk sayısında “İlk İmece ve İnönü” başlığı ile yayımlar (7). Mahmut Makal hem kurucu ve yazar olarak 1961-1970 yılları arasında İmece dergisinde yazılarıyla yer alır. Mahmut Makal, 2003 sonrası YKKED tarafından çıkartılan Yeniden İmece’de yazmaya başlar. Derginin her sayısı çıktığında arar, eleştrilerini ve önerilerini sıralardı.

YKKED-2011 MUSTAFA NECATİ ÖĞRETMENLİK ONUR ÖDÜLÜ

Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği, 24 Kasım 2011 tarihinde İzmir’de Sayın Mahmut Makal’a “Mustafa Necati Öğretmenlik Onur Ödülü” verdi. YKKED, bu ödül törenini Mahmut Makal’a Armağan adlı bir kitapla da taçlandırdı (8). YKKED Ödül Gerekçesinde:

“1946 sonrası amaç ve programı değişen 1954 yılında tümüyle İlköğretmen Okullarına dönüştürülen, yıllar sonra yalnızca ülkemiz değil, Dünya eğitim tarihindeki önem ve yeri çok iyi anlaşılmış, Köy Enstitülerinin ışığıyla öğretmen oldunuz. Ortaçağı yaşayan köylerden gelerek aydınlanma çağını İvriz’de yakaladınız. Daha öğrencilik dönemlerinizde şiirleriniz edebiyat dergilerinde boy göstermeye başladı. Öğretmen oldunuz, gözlemlerinizi yazmaya başladınız. 1950 yılında “Bizim Köy” adlı eserinizle ülkeyi sarstınız. Ülkeyi yönetenler köy gerçekliğini bir köy öğretmeninden öğrenmeyi içlerine sindiremediler. Sonrasında o dönemde ülkede yaşayan her aydının başına gelenleri siz de yaşadınız…Siz, küçücük bir köy çocuğu iken dağ başlarında kendi kendine açıp solan çiçekleri soldurmamaya koşturan eğitim bakanı Yücel ve köy çocuklarının korkularını yenmesi için çabalayan Tonguç Baba’nın Köy Enstitüleri imecesi ile karşılaştınız… Aydınlanmaya ve birey olmaya doğru onurlu yolculuğunuz İvriz’de başladı. Sonra da Nurgöz köyünün genç öğretmeni olarak başka halk çocuklarının yaşamlarının eğitim yoluyla dönüşmesi imecesine katıldınız. Sizin seksen yıllık yaşam yolculuğunuz daima “Yücel ve Tonguç Yolu”nda oldu. Aydınlık ve Demokrat bir Türkiye tutkusuyla, bağımsız bir Türkiye özlemiyle yürüdünüz. Tüm yapıtlarınızda insanımızın acısı, sevinci, yoksulluğu ve halk kültürünün değişimden, yenileşmeden yana olan gücü vardı. Bir kuşak siz ve Köy Enstitülü arkadaşlarınızın yazdığı kitaplarla yetişti. Onlara ışık oldunuz. Üretken Anadolu köylüsünün kendi diliyle yaşama yeniden doğuşuna yaratıcı imgeleminizle katıldığınız için sizi tutuklamaya kalkanlar, sizi yargılayanlar tarih önünde mahkûm oldular, siz ise, yüce insanlık katında yüreklerde yaşama hakkı kazandınız.” ifadeleri öne çıkıyordu. 

SONSÖZ

Mahmut Makal, Cumhuriyetin aşılamayan eğitim kurumu olan Köy Enstitülerinin özgün bir eğitim sistemiyle kanatlanan bir halk çocuğuydu. Köy Enstitüleri, öğrencilerin bilişsel ve duyuşsal gelişimlerini bütünsel bir yaklaşımla gerçekleştiren üreteci bir eğitim sisteminin adıdır. Köy Enstitülerindeki demokratik sanat eğitimi ve kitap okuma tartışma saatleri öğrencilerin değişim ve dönüşümünde çok önemli katkıları vardı. Hasan Ali Yücel’in tercüme ettirdiği klasikler tüm enstitü kütüphanelerinde enstitülü öğrencilerin en çok başvurdukları kaynak kitaplardı.

Mahmut Makal da İvriz Köy Enstitüsündeki bu kültürle kendini üreten, bu toprakların aydınıdır. Anadolu insanının yaşam öykülerini yazmıştır, diğer tüm enstitülü yazarlar gibi. Kendi kültüründen beslenmiştir. İnsanın ve ülkesinin kendisi olma uğraşısını temel alır. Kendi insanının acılarını, dertlerini onların diliyle, onların dil zenginliği ile anlatır. Tüm yazılarında, konuşmalarında Mustafa Kemal ve Cumhuriyet kültürüne sımsıkı bağlı, laik-demokratik değerlerini içselleştirmiş bir enstitülüdür. Aksaray’ın bir köyünden İvriz’e başlayan aydınlanma, değişim yolculuğu gibi günümüzde de çağdaş eğitim süreçleriyle ülkenin eğitim ve kültür politikalarının yeniden şekillenmesini talep eder.

Makal’ın yaşam ve yazım öyküsü, toplumsal sorumluluğunu hiç kaybetmeyen bir halk çocuğunun, bir öğretmenin destanıdır. Günümüzde eğitimin “dinselleştirme ve piyasalaştırma” politikalarıyla niteliğini tümüyle kaybettiği, nitelikli öğretmen yetiştirme sürecinde çok gerilere düştüğümüz, eğitim hakkının yok sayıldığı bir dönemde 88 yıllık onurlu yaşam öyküsüyle Mahmut Makal’ın eylemi, yaşam öyküsü ve ürettikleri güncelliğini hiç kaybetmeyecektir.

Mahmut Makal’’ı önümüzdeki süreçlerde nasıl bir öğretmen, nasıl bir aydın sorularının yanıtlarını aradığımız süreçte hep canlı bir referans olarak yüreklerimizde yer alacaktır. “Canlandırılacak Köy”, bir Tonguç projesiydi. “Bizim Köy” ise Mahmut Makal özelinde tüm Köy Enstitülülerinin ütopyasıydı. Makal Öğretmenin Bizim Köyü hep onurumuz olarak kalacak ve Bizim Köy’ün Işığı hiç sönmeyecek. Anısına saygıyla…

Kaynaklar

  • Makal, M (1961), Büyük Köycü Tonguç Baba, Tonguç’a Kitap, Ekin Basımevi, İstanbul
  • Aydoğdu D.-Kaplan.M (2014) Toroslardan Doğan Güneş İvriz Köy Enstitüsü, YKKED Yayınları, İzmir
  • Şeker. A (2011), Köy Enstitülerinin Yetiştirdiği Bir Ulu Çınar Mahmut Makal ile Söyleşi,
  • Makal, M (2008), Engin Toguç’un Çivisi, Bilgi İmececi /Editör: Kemal Kocabaş, YKKED Yayınları, İzmir
  • Makal, M (1957), Bizim Köy, Varlık Yayınları, 6. Baskı, İstanbul
  • Radikal Gazetesi (11.4.2008), “O köy bizim köyümüzdü…”
  • Makal. M, (2003), İlk İmece ve İnönü, Yeniden İmece Dergisi, Sayı:1,s:11-12
  • Kocabaş, K (2011), Mahmut Makal’a Armağan, YKKED Yayınları, İzmir

*Prof. Dr. Kemal Kocabaş – Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği (YKKED) Genel Başkanı

Kısaca YKKED

“Bizler, Cumhuriyetimizin en önemli eğitim projesi olan Köy Enstitüsü çıkışlılarının, kurucularının, çalışanlarının yakınları olarak yan yana gelip.